Manavlar ve Taraklı(1)

Özellikle Güney Marmara ve Ege köylerinde 17

Özellikle Güney Marmara ve Ege köylerinde 17. yüzyılda yörüklerin zorla iskân edilmelerine karşılık, önceden kendi isteğiyle bölgeye yerleşmiş olan Türkmen boylarının; zorla iskân edilenlerden kendilerini ayırt etmek için kendilerine manav dedikleri tespit edilmiştir. Hatta 16. yüzyılda yerleşik düzene geçtiği tespit edilen bazı Türkmen aşiretleri kendilerine 17. yüzyıldan sonra manav demektedir. Aynı şekilde, 17. yüzyıldan sonra zorla yerleşik hayata geçen Yörükler, kendilerinin artık manav olduğunu dile getirmektedirler. Güney Marmara'da manav "Yerleşik hayata geçen Yörük" anlamında kullanılmaktadır.

Öte yandan, Trakya’da Manav diye anılan bir etnik grup olmayıp, Çatalca ve Silivri dolayında yaşayan Patriyotlar vardır ki, bunlar da Manavlarla benzer bir geçmişin torunlarıdırlar. Gene Trakya-Vize’de, yaşlıların Manavlar Mahâllesi dedikleri bir yer bilinir. Burası, Mübâdele öncesinde Rumların oturdukları mâhâlleymiş. Durum şunu göstermektedir ki, yaygın söylenen adları yanında Rumlara bir de Manav denilmekteymiş. Yani, Manav denilenler yalnız Rum’dan dönüp İslâma giren ve artık Türk olanlar değil, Rumlar’ın tamamı olmaktadır. Anadolu veyâ Trakya fark etmeden, bunun böyle olduğu pek bellidir. Ülkemizin Anadolu bölgesinde artık Rum yaşamadığı cihetle, Anadolu yerlisi Türklerden başka Manav denecek kimse de yoktur.

Manav Türkleri
Anadolu'ya göç ederek gelen Türkler'den bazıları yerleşik hayata geçerek tarım faaliyetlerinde bulunmaya başlamışlardır. Buna bağlı olarak manavlık,

“Batı Anadolu’ya dışarıdan gelen (göçmen/muhacir) ve göçebelikten yerleşmiş (Yörük) nüfus dışında eskiden yerleşmiş köylere / köylülere verilen ad veya “Yerli Halk”, “Yerleşik Türk / Türkmen Topluluğu” ya da “Yerli olan, muhacir olmayan” ve yahut “hareketli nüfusa karşın yerini değiştirmeyen, devamlı olarak orada oturan “Türkçe dışında dil bilmeyen” topluluk üyeleri”

olarak tanımlanmaktadır. (Bknz. Sakarya'da Yaşayan Yerli ve Yerleşik Türkler: MANAVLAR, Ali Aktaş)

Manav Sözcüğü
Manav kelimesi, öz-Türkçe bir sözcüktür. Manav deyimine "Orhun kitabeleri"nde de rastlanmaktadır. Bey anlamına gelmektedir. Manav sözcüğünün; Türkistan’daki Kazak-Kırgız ve Sibirya’daki Yakut (Saha) Türkleri’nde kullanılan, koruyucu soylu kişi ve boy beyi anlamına gelen “Manap” ve “Manag”dan geldiği sanılmaktadır.
Eski Türkçe’de “v” sesinin olmamasından dolayı, “Manap” sözcüğündeki “p” ve “Manag” sözcüğündeki “g” sesinin yumuşayarak “Manav” sözcüğünün ortaya çıktığı düşünülmektedir. (Örneğin; berim=verim, takuk=tavuk, kagun=kavun vb gibi.) “Manap”ın; Çağatay Türkçesi’nde “asilzâde, asâlet, beyzadelik”, Kırgız Türkçesi’nde “feodal kabilelik üst tabakasının mümessili” veya “Kırgız Lideri”, Kazak Türkçesi’nde “ağa, bey” ile “Manag”ın; Yakut (Saha) Türkçesi’nde “koruyucu, güdücü, bakıcı” anlamlarını taşıması ve de Türkistan’ın kuzey bozkırlarında yaşayan Kırgız ve Kazakların boy ve oymak başlarına “Manap” demeleri ile 1860’larda Kırgızlardan Bugu (Geyik) kabilesi ve Sari Bağış boylarının başlarında Manapların yer alması olguları da, “Manavlar=Yerli Türk/Türkmen” görüşünü desteklemektedir. Kırgızistan'daki Manas destanında yer alan ve soylu beylere verilen Manap ifadesi Manavların Manas destanıyla ilgili olduklarını da gösterir.
Bazı köylerde yapılan araştırmalarda, Balkanlar’dan Anadolu'ya geçen ve Bizanslılar tarafından Batı Anadolu'ya tampon maksatlı yerleştirilen Kuman-Kıpçak-Peçenek Türklerinin Oğuz Türkleriyle kaynaşmasıyla ortaya çıkan Türk grubu olduğu görüşünü benimseyen Türkologlar da mevcuttur.

Geçmişte, yerleşik hayata geçen veya Yerleşik düzene adapte olan Türk toplulukları, Konar-Göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen toplulukları ile sorunlar yaşamışlardır. Hatta Manavlar, konar-göçerliğe devam eden Yörük-Türkmen grupları tarafından yerleşik hayata geçtikleri için küçümsenmişler ve her zaman alaya alınmışlardır. Çoğu zaman konar-Göçer Yörük ve Türkmenler, göç yolunda karşılarına çıkan yerleşik (manav) Yörük ve Türkmen köyleriyle ters düşmüşlerdir. Bazı zamanlar, Konar-Göçer gruplar manav köylerini talan etmişler ve yerleşik köyler üzerinde baskı kurmuşlardır.

Son derece uysal, mülâyim ve başkası tarafından söylenenlere fazla karşı çıkmayarak yani tartışmayarak geleneksel yaşamlarını sürdüren Manavlar kendi ifadeleri ile; “yedi kez düşünmeden adım atmayan” (yavaş davranan) bir yapıya sahiptirler. Bu uyumlu ve uysal yapıları, başkalarına “sen bilirsin” ya da “siz bilirsiniz” ifadesinin sık kullanılmasında da kendini göstermektedir.
Manav Türkleri, uzun yıllar Rum köyleri ile komşuluk yapmışlar ve uyumlu kişilikleriyle onlarla iyi geçinmeyi başarabilmişlerdir. Ancak kız alıp verme konusunda son derece tutucu davranıp Rumlarla kaynaşmamış ve kendi geleneklerini koruyabilmişlerdir.

Birinci Dünya savaşı sonucunda Osmanlı'nın gittikçe toprak kaybetmesiyle, eski Osmanlı topraklarından Boşnak, Arnavut, Çerkez, Laz, Gürcü gibi anadili Türkçe olmayan göçmenler ile Muhacir diye adlandırılan ve Balkanlar'dan gelen Türk kökenli gruplar Anadolu'ya göçmüşlerdir. Bu dönemde yerli köyler kendilerini göçmenlerden ayırmak anlamında Manav olduklarını belirtmeye başlamışlardır.

Manavlar dışa açılmayı pek tercih etmediklerinden uzun yıllar bu Müslüman göçmenlerle dahi evlilik yapmamışlardır. Manavlar geleneklerine bağlı olduklarından daha çok köy yaşamını tercih etmişlerdir. O yüzden şehirlerde manav sayısı daha azdır.

Not: Devam edecek...

Mustafa Hamdullah ERGİN

hamdullahergin@gmail.com

GEYVE GÜNDEM

geyve gundem Kültür Lider Manav Taraklı Türk