Çetinkaya'nın Adı Duyulmamış Kahramanlar Kitabı Söyleşi Programı Yapıldı
Moderatörlüğünü Yılmaz Yürek’in yaptığı Eğitimci-Yazar Ali ÇETİNKAYA’nın Adı Duyulmamış Kahramanlar kitabı söyleşi programı Sait Tanış kültür Merkezi’nde gerçekleşti
19 Şubat 2017 - 16:38
Moderatörlüğünü Yılmaz Yürek’in yaptığı Eğitimci-Yazar Ali ÇETİNKAYA’nın Adı Duyulmamış Kahramanlar kitabı söyleşi programı Sait Tanış kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
Eğitimci – Yazar Ali Çetinkaya tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında; katılımları için konuklarına teşekkür etti ve neden böyle bir kitap yazmak ihtiyacı duyduğunu, yazarken duyduğu heyecanını ve karşılaştığı zorlukları anlattı ve kitaptaki bazı kahramanları tanıttı.
“Türk Milleti büyük bir millettir. Türk çocukları kimlerin torunları olduklarını, nasıl bir milletin evlatları olduklarını Türk Tarihinden öğreneceklerdir. Bu nedenle Türk çocuklarına tarihimizi en anlamlı bir şekilde öğretmeliyiz. Aksi halde geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz.”
“Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilerici, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.”
Amacının “Canını Türk Milletine siper edip, vatan ve millet için gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda eden ve ömrünü bu uğurda harcayan başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahraman Türk evlatlarını tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önemli görevimiz ve boynumuzun borcudur.” olduğunu açıklayan Eğitimci Yazar Ali Çetinkaya: “Çanakkale’de, Yemen’de, Sarıkamış’ta, Balkanlarda, İstiklal Savaşında binlerce kahramanlarımız var. Yokluklarla dolu mücadelelerini zaferlerle kapatmışlardır. Bu kahramanların tanınmasını istedim. Bunu da bir boyun borcu gördüm. Bir yıllık çalışma süremde 70 başlıkta 85 kahramana ulaşabildim. Bundan sonra diğer tarihçiler tarafından da çalışmalar yapılır diye umuyorum. Bu kahramanları, Türklerin yaşadığı coğrafyadan derledim. Mesela; Makedonya’dan Ohri’li Kemal var. Hemen hemen her bölgeden kahramanlarımız var.
Ailemden de var, babamın babası var, Adapazarı Bakırlı’lı Mehmet Çavuş. Ferizli İlçesine bağlı (Abdulrezzak) Konuklar köyünden Karatepeli Halil, benim dedem olur onun da annesinin abisi. Kadınlarımızın da bu kahramanlar arasında önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Gene Bakırlı’dan Gülsüm Gelin ki benim babaannemdir. Tarihimiz sayılamayacak kahramanlar ile dolu. Ben 85 kahramanla bir çalışma yaptım.”dedi.
Sakarya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Çetin ELVEREN: “Milli şuur oluşumuna katkı sağlayan güzel bir beyin fırtınası içinde geçen söyleşi idi. Katılmaktan keyif aldım. Kutluyorum.”dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği Sakarya Şube Başkanı Hasan Topçu: “Adı Duyulmamış Kahramanlar adlı kitaba ahde vefa gözüyle bakılmasını tavsiye ederken yazar Ali Cetinkaya’yı yazdığı bu güzel kitap için tebrik ediyorum.”dedi.
Sakarya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanlığından Okutman Âdem ARI: “Hem Büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.”ifadelerini kullandı.
Yazar Aydoğan Melih Horasan: “Ben Kahramanı olmayan Ülke istiyorum. Kan akmasın, Barış içinde yaşansın diyorum.”dedi.
Yazar Mustafa Hamdullah Ergin: “Ali ÇETİNKAYA Üstadın bu kitabını bütün öğrencilerimiz mutlaka okumalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu işin üzerine mutlaka eğilmelidir…”
Habervole Genel Yayın Yönetmeni Fehmi DUMAN: “Avrupa, Asya ve Afrika’da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır. İşte Yazarımız Ali Çetinkaya’da atanın, vatanın ne anlama geldiğini bildiği için Çanakkale’den Cumhuriyet’e Adı Duyulmamış Kahramanları bulup bizlere ulaştırarak büyük bir işi başarmıştır. Kendisini kutlarım.”şeklinde konuştu.
Azerbaycan Yazarlar Birliği, Azerbaycan Gazeteciler Birliği, Türkiye Yazarlar Birliği, Irak Türkmen Yazarlar Birliği, Türkiye İlim Edebi Eser Sahipleri Meslek Birliği Üyesi, “Turana Doğru” gazetesi imtiyaz sahibi Gazeteci Yazar Nezmiyye HİCRAN: “Bütün cihan bilir şunu, İki devlet, bir milletiz! Yaratılıştan-ahirete; İki devlet, bir milletiz! Kimse bizi ayıramaz, Mert, mübariz erenleriz, Kimse bize karışamaz, İki devlet, bir milletiz! Ali Çetinkaya’ın Milli şuur oluşumuna katkı sağlayan Adı Duyulmamış Kahramanlar adlı eserini bir başlangıç olarak görüyorum. Her biri Roman olacak kahramanlar var. Geçmişini, Atasını unutmaması için bir araç olarak görüyorum. Kutlarım. Başarılarının devamını dilerim.”dedi.
Hasan Tahsin ve İlk Kurşun
Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres (1888, Selanik – 15 Mayıs 1919, İzmir), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu’ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci. İzmir’i Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” isimli bir dernek kurmuşlardı. 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece binlerce İzmir’li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi’nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa’ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin’di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.
Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var” diyordu. Bu geceye yakın akşamüzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin’in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” tarafından dağıtılan bildiride[8];
“…Ey bedbaht Türk!.. Yunan hâkimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık’a koş. Ve Milli Kurul’un buyruğuna uy..„yazıyordu.
Milli Mücadelede İlk Kurşunu Hatay Dörtyol Karakese’de Mehmet Çavuş (KARA MEHMET ) Atmıştır
Yakın zamana kadar Milli Mücadele’de ”İlk Kurşun’un ” İzmir’in işgali sırasında Hasan Tahsin (Asıl adı Osman Nevres)’in Yunanlılara attığı kurşun,Milli Mücadele’nin İlk Kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, Milli Mücadele’de düşmana karşı sıkılan ”İlk Kurşun’un,(İzmir’in 15 Mayıs 1919’daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol’da 19 Aralık 1918’de Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır.
Bu çarpışmaların ardından Dörtyol’a dönen Fransız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan’ı sebepsiz olarak ağır şekilde yaraladılar.
Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü’nde Mehmet (Osmanoğlu lakaplı) oğlu Mustafa da Kurtkulağı Köyü’nde şehit edildi. Bu ve buna benzer haksız davranışların devamı, Türk halkını direnişe sevk etti.
Yöre halkı canını ve namusunu kurtarmak için her türlü imkânını kullanarak silah
satın almaya başladı. Kara Hasan da Fransızlardan kardeşinin intikamını almak için Kuzuculu Köyü’nde bir teşkilat kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silahlanan yöre insanları da Kara Hasan’a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400’e varan bir milli teşkilat ortaya çıktı.1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan Paşa ve çetesi de, Türkiye’de işgal güçlerine karşı milli direnişi ilk başlatan teşkilat olmuştur.
Kara Hasan’a halk ”PAŞA” unvanını verir. Çetesi de ”Kara Hasan Paşa Çetesi”
olur. Kara Hasan Paşa artık Fransız ve Ermenilerin korkulu rüyası olmuştur. Kara Hasan Paşa,
halkın dilinde bir milli kahramandır artık. Çetesi ile Gâvurdağları, Antakya, Adana, Maraş, Antep, Osmaniye, Ceyhan dolaylarında Fransızlara baskınlar yapıyordu. Türklerin can, mal ve namuslarını korumaya çalışıyordu. Kara Hasan Paşa, Türkiye’nin en büyük Kuvay-i Milliye Teşkilatını kurarak Fransız ve Ermenilerle mücadele ederek 9 Ocak 1922’de düşmanların bu vatan topraklarından kovulmasını sağlamıştır.
Mustafa Hamdullah ERGİN
GEYVE GÜNDEM
Eğitimci – Yazar Ali Çetinkaya tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında; katılımları için konuklarına teşekkür etti ve neden böyle bir kitap yazmak ihtiyacı duyduğunu, yazarken duyduğu heyecanını ve karşılaştığı zorlukları anlattı ve kitaptaki bazı kahramanları tanıttı.
“Türk Milleti büyük bir millettir. Türk çocukları kimlerin torunları olduklarını, nasıl bir milletin evlatları olduklarını Türk Tarihinden öğreneceklerdir. Bu nedenle Türk çocuklarına tarihimizi en anlamlı bir şekilde öğretmeliyiz. Aksi halde geçmişini bilmeyenin geleceği de olmaz.”
“Bugün gençlik yıkıcı, bölücü ve hain saldırıların karşısında korumasız bırakılmıştır. Hatta Türk olmamakla övünen bir güruh meydana gelmiştir. Bunun adına da kimileri ilerici, kimileri dindarlık, kimileri eşitlik gibi kavramları kargaşa halinde gençliğe empoze etme çabaları yoğunlaşmıştır.”
Amacının “Canını Türk Milletine siper edip, vatan ve millet için gerektiğinde gözünü kırpmadan canını feda eden ve ömrünü bu uğurda harcayan başta Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahraman Türk evlatlarını tanıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önemli görevimiz ve boynumuzun borcudur.” olduğunu açıklayan Eğitimci Yazar Ali Çetinkaya: “Çanakkale’de, Yemen’de, Sarıkamış’ta, Balkanlarda, İstiklal Savaşında binlerce kahramanlarımız var. Yokluklarla dolu mücadelelerini zaferlerle kapatmışlardır. Bu kahramanların tanınmasını istedim. Bunu da bir boyun borcu gördüm. Bir yıllık çalışma süremde 70 başlıkta 85 kahramana ulaşabildim. Bundan sonra diğer tarihçiler tarafından da çalışmalar yapılır diye umuyorum. Bu kahramanları, Türklerin yaşadığı coğrafyadan derledim. Mesela; Makedonya’dan Ohri’li Kemal var. Hemen hemen her bölgeden kahramanlarımız var.
Ailemden de var, babamın babası var, Adapazarı Bakırlı’lı Mehmet Çavuş. Ferizli İlçesine bağlı (Abdulrezzak) Konuklar köyünden Karatepeli Halil, benim dedem olur onun da annesinin abisi. Kadınlarımızın da bu kahramanlar arasında önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. Gene Bakırlı’dan Gülsüm Gelin ki benim babaannemdir. Tarihimiz sayılamayacak kahramanlar ile dolu. Ben 85 kahramanla bir çalışma yaptım.”dedi.
Sakarya Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı Çetin ELVEREN: “Milli şuur oluşumuna katkı sağlayan güzel bir beyin fırtınası içinde geçen söyleşi idi. Katılmaktan keyif aldım. Kutluyorum.”dedi.
Türkiye Yazarlar Birliği Sakarya Şube Başkanı Hasan Topçu: “Adı Duyulmamış Kahramanlar adlı kitaba ahde vefa gözüyle bakılmasını tavsiye ederken yazar Ali Cetinkaya’yı yazdığı bu güzel kitap için tebrik ediyorum.”dedi.
Sakarya Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanlığından Okutman Âdem ARI: “Hem Büyük zaferleri hem kara günleri anmak, tarihimizdeki kahramanları yaşatmak, milletimizi milli ruha büründürmek ve inançları kuvvetlendirmek için şarttır.”ifadelerini kullandı.
Yazar Aydoğan Melih Horasan: “Ben Kahramanı olmayan Ülke istiyorum. Kan akmasın, Barış içinde yaşansın diyorum.”dedi.
Yazar Mustafa Hamdullah Ergin: “Ali ÇETİNKAYA Üstadın bu kitabını bütün öğrencilerimiz mutlaka okumalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu işin üzerine mutlaka eğilmelidir…”
Habervole Genel Yayın Yönetmeni Fehmi DUMAN: “Avrupa, Asya ve Afrika’da yenmediğimiz millet kalmamıştır. Yaklaşık 500 yılın yarısı savaşlarla geçtiği halde yıkılmayıp, dimdik ayaktadır. Kazandığımız bu zaferler şanla şerefle doludur. Binlerce kahramanımız da ölmezler arasına girmiştir. Türk Milletinin evlatları bu zaferlerle ve kahraman atalarıyla ne kadar iftihar edip göğsünü kabartsa azdır. İşte Yazarımız Ali Çetinkaya’da atanın, vatanın ne anlama geldiğini bildiği için Çanakkale’den Cumhuriyet’e Adı Duyulmamış Kahramanları bulup bizlere ulaştırarak büyük bir işi başarmıştır. Kendisini kutlarım.”şeklinde konuştu.
Azerbaycan Yazarlar Birliği, Azerbaycan Gazeteciler Birliği, Türkiye Yazarlar Birliği, Irak Türkmen Yazarlar Birliği, Türkiye İlim Edebi Eser Sahipleri Meslek Birliği Üyesi, “Turana Doğru” gazetesi imtiyaz sahibi Gazeteci Yazar Nezmiyye HİCRAN: “Bütün cihan bilir şunu, İki devlet, bir milletiz! Yaratılıştan-ahirete; İki devlet, bir milletiz! Kimse bizi ayıramaz, Mert, mübariz erenleriz, Kimse bize karışamaz, İki devlet, bir milletiz! Ali Çetinkaya’ın Milli şuur oluşumuna katkı sağlayan Adı Duyulmamış Kahramanlar adlı eserini bir başlangıç olarak görüyorum. Her biri Roman olacak kahramanlar var. Geçmişini, Atasını unutmaması için bir araç olarak görüyorum. Kutlarım. Başarılarının devamını dilerim.”dedi.
Hasan Tahsin ve İlk Kurşun
Hasan Tahsin ya da gerçek adıyla Osman Nevres (1888, Selanik – 15 Mayıs 1919, İzmir), 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’e çıkartma yapan, seçkin askerlerden oluşan Yunan Efzon Alayı işgal askerine, Kordonboyu’ndan ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ulusal sembol kişi, yazar ve gazeteci. İzmir’i Yunanlara teslim etmek istemeyenlerce “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” isimli bir dernek kurmuşlardı. 14 Mayıs’ı 15 Mayıs’a bağlayan gece binlerce İzmir’li eski musevi mezarlığında (Maşatlık meydanı) toplanmıştı. Bu esnada İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları İzmir Körfezi’nde bulunuyordu. Kalabalığa hitap eden önemli bir isim, o zamanın Belediye Başkanı Hacı Hasan Paşa’ydı. Belediye Başkanının yanı sıra topluluğa hitap eden bir diğer önemli isim ise Hukuk-u Beşer gazetesinin başyazarı olan Hasan Tahsin’di. Halkı direnmeye çağırıyorlardı.
Tahsin, konuşmasında Paris Barış Konferansı kararlarını sert bir dille eleştiriyor, gazetede yazdığı gibi “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var” diyordu. Bu geceye yakın akşamüzeri Moralızade Halit Bey, Mustafa Necati ve Ragıp Nurettin’in bir grup vatansever ile birlikte hazırladığı, “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” tarafından dağıtılan bildiride[8];
“…Ey bedbaht Türk!.. Yunan hâkimiyetini kabule taraftar mısın? Artık kendini göster. Tekmil kardeşlerin Maşatlık Meydanındadır. Oraya yüzbinlerle toplan.. Orada zengin, yoksul, bilgin, cahil yok. Fakat Yunan egemenliğini istemeyen bir mutlak çoğunluk var. Geri kalma!.. Binlerler, yüzbinlerle Maşatlık’a koş. Ve Milli Kurul’un buyruğuna uy..„yazıyordu.
Milli Mücadelede İlk Kurşunu Hatay Dörtyol Karakese’de Mehmet Çavuş (KARA MEHMET ) Atmıştır
Yakın zamana kadar Milli Mücadele’de ”İlk Kurşun’un ” İzmir’in işgali sırasında Hasan Tahsin (Asıl adı Osman Nevres)’in Yunanlılara attığı kurşun,Milli Mücadele’nin İlk Kurşunu olarak biliniyordu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, Milli Mücadele’de düşmana karşı sıkılan ”İlk Kurşun’un,(İzmir’in 15 Mayıs 1919’daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol’da 19 Aralık 1918’de Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır.
Bu çarpışmaların ardından Dörtyol’a dönen Fransız askerleri, Jandarma Komutanı Teğmen Hasan’ı sebepsiz olarak ağır şekilde yaraladılar.
Dörtyol civarındaki Çaylı Köyü’nde Mehmet (Osmanoğlu lakaplı) oğlu Mustafa da Kurtkulağı Köyü’nde şehit edildi. Bu ve buna benzer haksız davranışların devamı, Türk halkını direnişe sevk etti.
Yöre halkı canını ve namusunu kurtarmak için her türlü imkânını kullanarak silah
satın almaya başladı. Kara Hasan da Fransızlardan kardeşinin intikamını almak için Kuzuculu Köyü’nde bir teşkilat kurarak direnişe geçti. Mal ve hayvanlarını satarak silahlanan yöre insanları da Kara Hasan’a katıldılar. Böylece, zamanla sayısı 300-400’e varan bir milli teşkilat ortaya çıktı.1919 yılı başlarında harekete geçen Kara Hasan Paşa ve çetesi de, Türkiye’de işgal güçlerine karşı milli direnişi ilk başlatan teşkilat olmuştur.
Kara Hasan’a halk ”PAŞA” unvanını verir. Çetesi de ”Kara Hasan Paşa Çetesi”
olur. Kara Hasan Paşa artık Fransız ve Ermenilerin korkulu rüyası olmuştur. Kara Hasan Paşa,
halkın dilinde bir milli kahramandır artık. Çetesi ile Gâvurdağları, Antakya, Adana, Maraş, Antep, Osmaniye, Ceyhan dolaylarında Fransızlara baskınlar yapıyordu. Türklerin can, mal ve namuslarını korumaya çalışıyordu. Kara Hasan Paşa, Türkiye’nin en büyük Kuvay-i Milliye Teşkilatını kurarak Fransız ve Ermenilerle mücadele ederek 9 Ocak 1922’de düşmanların bu vatan topraklarından kovulmasını sağlamıştır.
Mustafa Hamdullah ERGİN
GEYVE GÜNDEM
FACEBOOK YORUMLAR