Geyve Sevdalısı Prof. Dr. İlhami Çelik'in Depremle İlgili Yazısı(2)
2- GEYVE’NİN DEPREMSELLİĞİ Çevresiyle, doğasıyla, insanıyla kısacası her şeyiyle çok güzel olan Geyve, ne yazık ki, aşağıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Dokurcun-Akyazı
04 Mart 2019 - 05:16
2- GEYVE’NİN DEPREMSELLİĞİ
Çevresiyle, doğasıyla, insanıyla kısacası her şeyiyle çok güzel olan Geyve, ne yazık ki, aşağıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Dokurcun-Akyazı’da- kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmasıyla oluşan 2 fay hattından güneydeki kolun çok yakınında yerleşmiş durumdadır. Bu nedenle Geyve, tarih boyunca, gerek Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolunda meydana gelen ve gerekse de güney kolunun kendi ürettiği depremlerden etkilenmiştir ve etkilenmeye de devam edecektir.
1999 yılı 17 Ağustosunda meydana gelen yıkıcı Marmara Depremi’nden sonra Geyve’yi etkileyen büyük deprem meydana gelmemiş olmakla birlikte; Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolu üzerinde meydana gelmesi beklenen büyük depremden Geyve’nin de önemli derecede etkilenecek olması yanında, güney kolunda da büyük bir deprem beklendiği, konunun uzmanları tarafından ifade edilmiştir. Bu konuda basına yansıyan bazı açıklamalar:
İAÜ AFAM Müdürü Y. Doç. Dr. Fatih Bulut: “Kuzey Anadolu Fayının İzmit’ten daha batıda kalan segmentlerinin büyük bir kısmı (Dokurcun-Geyve-Mekece-İznik-Gemlik) henüz son deprem döngüsünde kırılmamıştır. İstatistikî ve tektonik süreçler açısından yakın gelecekte Marmara Bölgesi’nin yıkıcı bir depreme maruz kalması beklenmektedir.”dedi.
Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Adapazarı’nda katıldığı bir toplantıda son aylarda küçük depremlerle gündeme gelen Kuzey Anadolu Fay Hattı’na dikkat çekti. Prof. Dr. Işıkara, “Geyve kırığında 300 yıldır deprem olmuyor. Burada er yâda geç bir deprem olacak. Bunun için deprem güvenliğini asla elden bırakmamak gerekir” uyarısında bulundu.
Geyve’nin tarih boyunca yaşadığı deprem tecrübeleri ve kuzey kolunda belirli bir gelecekte meydana gelmesi beklenen ve Geyve’yi de etkileyecek olan depremden önce belirli hazırlıkların yapılması elbette ki uğranılacak can ve mal kaybının azaltılmasına önemli katkılar yapacaktır.
Günümüzde depremlerin zaman, yer ve büyüklüğünün önceden tahmin edilebildiği bir metot ve bilimsel bir yöntem henüz geliştirilememiştir. Bununla birlikte, umut vaad eden çalışmalar yapılmaktadır. Deprem tahmininde depremin meydana geliş anına yakınlık bakımından 3 tahmin dönemi vardır. Bunlar; uzun dönem, orta dönem ve kısa dönem tahminlerdir. Uzun dönem tahmini, yıllar ve on yıllar öncesini kapsamakta olup; halkın güvenliğiyle sınırlı derecede ilgilidir ve sonuçları fazla güvenilir değildir. Orta dönem tahmini, deprem öncesi birkaç haftayla birkaç yıllık dönemi kapsar ve bu tür tahminler de uzun dönem tahminleri gibi halk açısından önemli pratik faydalar sağlamaz. Kısa dönem tahminlerse, depremden günler ve haftalar öncesi dönemi kapsar. Halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla tahliyesi için en faydalı olan tahmindir.
Deprem tahmininde deprem öncesinde yer katmanlarında ve atmosferde oluşan fiziksel, kimyasal, yapısal değişimlerin ve bunların çevrede, özellikle de yer altı sularıyla insan ve hayvanlarda neden olduğu değişiklikler algılanılarak veriler analiz edilir ve bir sonuca varılmaya çalışılır. Günümüzde pek çok umut verici sonuçlar alınan bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bu konuda verilecek olan “depremin şu zamanda, şurada şu büyüklükte olacaktır” kararının yanlış çıkmasıyla, “deprem olmayacaktır” kararının yanlışlığı hemen hemen aynı olumsuz sonuçlara yol açacağından; bilim adamları pratik ve her zaman doğru sonuç veren bilimsel bir yöntemi belirlemeden önce oldukça ince eleyip sık dokumaktadır.
Not: Devamı var…
PROF.DR. İLHAMİ ÇELİK
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, VETERİNER FAKÜLTESİ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ, KONYA
Çevresiyle, doğasıyla, insanıyla kısacası her şeyiyle çok güzel olan Geyve, ne yazık ki, aşağıdaki şekilden de anlaşılacağı gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Dokurcun-Akyazı’da- kuzey ve güney olmak üzere ikiye ayrılmasıyla oluşan 2 fay hattından güneydeki kolun çok yakınında yerleşmiş durumdadır. Bu nedenle Geyve, tarih boyunca, gerek Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolunda meydana gelen ve gerekse de güney kolunun kendi ürettiği depremlerden etkilenmiştir ve etkilenmeye de devam edecektir.
1999 yılı 17 Ağustosunda meydana gelen yıkıcı Marmara Depremi’nden sonra Geyve’yi etkileyen büyük deprem meydana gelmemiş olmakla birlikte; Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kuzey kolu üzerinde meydana gelmesi beklenen büyük depremden Geyve’nin de önemli derecede etkilenecek olması yanında, güney kolunda da büyük bir deprem beklendiği, konunun uzmanları tarafından ifade edilmiştir. Bu konuda basına yansıyan bazı açıklamalar:
İAÜ AFAM Müdürü Y. Doç. Dr. Fatih Bulut: “Kuzey Anadolu Fayının İzmit’ten daha batıda kalan segmentlerinin büyük bir kısmı (Dokurcun-Geyve-Mekece-İznik-Gemlik) henüz son deprem döngüsünde kırılmamıştır. İstatistikî ve tektonik süreçler açısından yakın gelecekte Marmara Bölgesi’nin yıkıcı bir depreme maruz kalması beklenmektedir.”dedi.
Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Adapazarı’nda katıldığı bir toplantıda son aylarda küçük depremlerle gündeme gelen Kuzey Anadolu Fay Hattı’na dikkat çekti. Prof. Dr. Işıkara, “Geyve kırığında 300 yıldır deprem olmuyor. Burada er yâda geç bir deprem olacak. Bunun için deprem güvenliğini asla elden bırakmamak gerekir” uyarısında bulundu.
Geyve’nin tarih boyunca yaşadığı deprem tecrübeleri ve kuzey kolunda belirli bir gelecekte meydana gelmesi beklenen ve Geyve’yi de etkileyecek olan depremden önce belirli hazırlıkların yapılması elbette ki uğranılacak can ve mal kaybının azaltılmasına önemli katkılar yapacaktır.
Günümüzde depremlerin zaman, yer ve büyüklüğünün önceden tahmin edilebildiği bir metot ve bilimsel bir yöntem henüz geliştirilememiştir. Bununla birlikte, umut vaad eden çalışmalar yapılmaktadır. Deprem tahmininde depremin meydana geliş anına yakınlık bakımından 3 tahmin dönemi vardır. Bunlar; uzun dönem, orta dönem ve kısa dönem tahminlerdir. Uzun dönem tahmini, yıllar ve on yıllar öncesini kapsamakta olup; halkın güvenliğiyle sınırlı derecede ilgilidir ve sonuçları fazla güvenilir değildir. Orta dönem tahmini, deprem öncesi birkaç haftayla birkaç yıllık dönemi kapsar ve bu tür tahminler de uzun dönem tahminleri gibi halk açısından önemli pratik faydalar sağlamaz. Kısa dönem tahminlerse, depremden günler ve haftalar öncesi dönemi kapsar. Halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla tahliyesi için en faydalı olan tahmindir.
Deprem tahmininde deprem öncesinde yer katmanlarında ve atmosferde oluşan fiziksel, kimyasal, yapısal değişimlerin ve bunların çevrede, özellikle de yer altı sularıyla insan ve hayvanlarda neden olduğu değişiklikler algılanılarak veriler analiz edilir ve bir sonuca varılmaya çalışılır. Günümüzde pek çok umut verici sonuçlar alınan bilimsel çalışmalar bulunmaktadır. Bu konuda verilecek olan “depremin şu zamanda, şurada şu büyüklükte olacaktır” kararının yanlış çıkmasıyla, “deprem olmayacaktır” kararının yanlışlığı hemen hemen aynı olumsuz sonuçlara yol açacağından; bilim adamları pratik ve her zaman doğru sonuç veren bilimsel bir yöntemi belirlemeden önce oldukça ince eleyip sık dokumaktadır.
Not: Devamı var…
PROF.DR. İLHAMİ ÇELİK
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, VETERİNER FAKÜLTESİ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ, KONYA
FACEBOOK YORUMLAR