van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Geyve Sevdalısı Prof. Dr. İlhami Çelik'in Depremle İlgili Yazısı(3)

İnsan gözü, mor renkle kırmızı arasındaki 7 rengi tanıyabilir

Geyve Sevdalısı Prof. Dr. İlhami Çelik'in Depremle İlgili Yazısı(3)
02 Mayıs 2019 - 09:00
İnsan gözü, mor renkle kırmızı arasındaki 7 rengi tanıyabilir. Hâlbuki bu görülebilen ışık bölümü, elektromanyetik dalga yelpazesinin (spektrumunun) çok dar bir alanıdır. Yani insanoğlu dünyaya “çok dar bir pencereden dar bir görüş kapasitesiyle” bakabilmektedir. İnsan gözünün bir başka özelliği de saniyede 20’den daha fazla hareket aşamasını algılayamamasıdır. Bu yetmezlik sinema ve televizyon gibi görsel araçların temelini oluşturur. Arılarsa, saniyede 200 görüş çerçevesini ayırt edebilmektedir. Yusufçuk’ta (helikopter böceği) bu özellik, saniyede 2,000 karedir. Bu sayede yusufçuk ve arılar uçarken hızla değişen görsel ortama uyum gösterebilmekte ve tehlikelerden kaçabilmektedir.

İnsan gözü, kızılaltı ışınları algılayamadığından, gece görüşü çok zayıftır. Çok yoğun olan kızılaltı ışınlarınıysa sıcaklık olarak algılayabilir. Çıngıraklı yılanlarsa, Jacobson organları sayesinde kızılaltı ışınları görüntü oluşturmada kullanabilir. Bu sayede yılan, sıcakkanlı fareyi zifiri karanlıkta görebilir. Kınkanatlı ailesinden olan bazı böcekler de kızılaltı ışınları görebilir ve bu sayede orman yangınlarından sonra hala yakıcı sıcaklıktaki ağaçları tanıyarak onlara konmazlar.

Gece avlanan hayvanlar çok düşük ışık şiddetinde, hatta bize karanlık gelen ortamda bile görüntü oluşturabilmekle birlikte, çoğunlukla renkleri algılayamamaktadır. İnsanlar da karanlıkta renkli göremez. Hayvanlarda gece görüşü büyük oranda gözdeki yansıtıcı tabaka (tapetum lucidum) sayesinde göze giren ışığın yansıtılarak alıcı hücrelere tekrar yönlendirilmesiyle güçlendirilmesiyle sağlanır. Bazı hayvanların gözlerindeki yansıtıcı tabaka gece parlar. Geyik ve baykuş gibi bazı hayvanlar aysız gecelerde bile insanların alacakaranlıkta gördüğünden daha net görebilir.

Renk yelpazesinin öteki ucunda yer alan morötesi (ultraviyole) ışınlar yüksek enerjili olduğundan, insan gözünün retinasında ve ciltte kanserlere neden olur. Bu nedenle morötesi ışınların göze ulaşması istenmez. Halbuki çiçeklerde tozlaşmayı sağlayan bazı böcekler, bu ışınları çiçeklerin balözü ve çiçektozunu görmek için kullanır. Bazı böceklerse uzaklardaki su kaynaklarını morötesi ışınlar yardımıyla bulur. Çoğu hayvan, gündüz yönlerini ve belki de zamanı, güneşin gökteki konumuna göre belirlemektedir. Bulutlu havalardaysa, polarize olan morötesi ışık yardımıyla güneşin gökteki yerini, dolayısıyla kendi konumlarını ve yönlerini belirleyebilmektedir.

Köpeklerin koku alma organında 280 milyon hücre varken, kedilerde 67 milyon hücre, insanlardaysa 5-20 milyon hücre bulunur. İnsanlar havadaki 100 binde bir molekül oranındaki koku moleküllerini algılayabilirken, köpekler 100 katrilyonda bir oranındaki koku moleküllerini algılayabilir. Bu yüzden köpek ve kediler ortamdaki kokuları çok daha hassas biçimde tanırlar. Bir parfüm uzmanı birkaç bin farklı kokuyu ayırt edebilirken, bir köpek sayısız insanı kokusundan tanıyabilir. Bu yüzden biz insanlar, karşılaştığımız yeni bir şeye dikkatle bakarken, köpekler onu dikkatle koklar. 

Hayvanların bazıları insanların algılamadığı bazı duyulara da sahiptir. Bunların en önemlisi, bazı böcek, balık, sürüngen, kuş, balina ve yunuslarda dâhil olmak üzere bazı memeli hayvan türlerinin, hem karada ve hem de suda yaşayan bazı hayvan türlerinin, hatta bazı bakterilerin yerin manyetik alanını algılamasıdır. Hayvanlar bu algılama şeklinden, yaşadıkları bölgede gece yön bulmakta ve göç etmekte yararlanmaktadır. Arıların biyolojik saatlerini ayarlamada yerin manyetik alanından yararlandıkları bilinmektedir.

İnsanların algılayıp algılamadığı kesin olarak bilinmeyen fakat hayvanların algıladığı kesinlikle bilinen bir algılama şekli de elektriksel alanın algılanmasıdır. Köpek balıkları avlarının yaydığı elektriksel alanları algılar. Bu algılamanın en mükemmel olduğu hayvan türü yılan balıklarıdır. Bu balıklar haberleşme, avlanma ve düşmanlarını felç etmek için elektriksel alanları kullanır.

Yukarıdaki bilgilerden, insanın algılama yeteneğinin bazı hayvanlardan daha sınırlı olduğu; aslında her canlı türünün yaşamını sürdürebilmesi için gerekli ve yeterli algılama sistemleriyle donatılmış olduğu sonucu çıkmaktadır.

Not: Devam edecek..

PROF.DR. İLHAMİ ÇELİK

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ, VETERİNER FAKÜLTESİ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ, KONYA

geyve-fay-haritasi-

image001

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum