van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Şehidimiz Muhammed Safitürk‚ün ardından…

Muhammed Fatih, Geyvenin Kamışlı Mahallesi‘nden bir yiğit gencimiz

Şehidimiz Muhammed Safitürk‚ün ardından…
20 Kasım 2016 - 13:37
Muhammed Fatih, Geyvenin Kamışlı Mahallesi‘nden bir yiğit gencimiz. Benim de Anne tarafından yakın akrabam. Allahın merhamet ve rahmeti, inâyet ve selâmeti onun üzerine olsun.

Muhammed Fatih, henüz  hayatının baharında idealist bir yönetici, milleti ve devleti için hizmet aşkıyla yanıp tutuşan yiğit bir delikanlıydı. Hainane bir pusuyla içeriden bazı kann emici vampirlerin kalleş bir pususunda görevi başında iken en değerli varlığını fedâ ederek şehit oldu. Tek dünyalı olmadığını bildiğimiz Muhammed Fatih için hiç gam değil. Kısacık bir dünya hayatındansa ebedi saadeti temin edebilecek çok şerefli ve itibarlı bir makama erişmiş oldu. Bu topraklar için fedâi can eden yiğit Muhammed’e selâm olsun. Biz O´nun ne büyük bir makama ulaştığına yürekten iman ediyoruz. NitekimYüce Allah Kurànda Bakara suresi 154. Ayette onlar için şöyle buyurmaktadır: “Allah yolunda öldürülenle için ölüler demeyiniz, onlar diridirler, ancak siz bunu sezemezsiniz.“

Muhammed Fatih belki aramızda olmayacak ama adı tarihimizin en nadide sayfalarına altın harflerle kahraman ve yiğit bir şehit olarak kazınacaktır. Ne mutlu Muhammed Fatih’e ki Rabbimizin müjdelediği bir makam ile taltif edildi.
Böylesi koca yürekli iman dolu kalplerin sahibi bir neslimiz olduğu için Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Muhammed Fatih gibi yürekli gençlerin görev aşkıyla seve seve canlarını fedâ ettikleri bir memlekete ne ehl-i salibin konvansiyonel silahları, ne nükleer başlık taşıyan silahları, ne siyonist ve emperyalistlerin türlü türlü entrika ve tuzakları ve ne de onların içerden devşirdikleri basit ve ilkel teröristcikleri zarar verebilecektir. Şanlı ecdadımız nasılki Çanakkale de 7 düvele kafa tutup İstiklâli için kahraman yiğitlerini toprağın karabağrına tevdi etmişse, adeta ikinci bir istiklâl mücadelesi vermekte olduğumuz şu günlerde canlarını feda eden bu yiğitlere ne kadar övgü dizsek azdır.
Fakat buna zaten ihtiyaç yok. Zira onları Allah övmüşKurànda bize ne oluyorki…

Bir Şehit Babası Asım Safitürk…

Nam-ı diğer Asım Hoca…

Her doğan ömrü yeterse baba oluyor. Evlâtlar babalarını „ğayb“ ettiklerinde tahammülleri daha bir kolay. Bunun çok çeşitli sebebleri var, onlara girmeyelim. Ama babalar için „evlât“ acısı tarifi gayri kabil bir acı. Hani Anadolu irfanı ne güzel de söylemiş: „Ateş düştüğü yeri yakar“ diye, işte tam da öyledir. Evlât acısı tahammülü zor bir acıdır. İşte Nuh (a.s)…Oğlu Kenanı tufandan kurtarmak için handiyse bir an için Allahın Nebisi olduğunu unutacak noktaya kadar işi vardırıyor ve iman etmemekte direnmiş olan Kenan için biraz da naz makamında „Yarabbi! Ama o benimoğlum“ diyerek ısrar edince Rabbimizden azar işitiyor ve ona „leyse min ehlik“, yani o senin ehlinden(imanailenden)değildir deniliyor. Efendimiz(s.a.v) küçük oğlu İbrahimi toprağa verirken gözünden yaşlar süzülüyor. Bütün alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan efendimiz de bir baba. Ve kendi oğlunun namazını kıldırıp toprağa veriyor. Asım Hoca da bir baba… O da öyle yapıyor…

Hemen her cemiyeti insanlara dinin güzellliklerini anlatmak için bir fırsat olarak değerlendirdiğini yakınen bildiğim Asım Hoca, hayatını İslam anlaşılsın ve yaşansın diye adamış muvahhid, müslüman bir adanmış gönül ve vakıf adamı. Yüce Rabbimizin Kurànda tarif ve tavsif ettiği Rahamanın haskullarından bir yiğit adam. Kendi oğlunun cenaze namazını kıldırabilecek kadar metanetli, sabırlı, vakur ve dik duruşlu bir adam. İlk bakışta devlet erkânının namazda bulunması dolayısıyla acılarını yüreklerine gömerek saygıya istinaden böylesi bir vakur duruş sergilendiği akla gelebilir. Ama hayır, öyle değil. Ertesi gün telefonla taziye için hocamı aradım. Ben malesef çok dayanıksızım, telefonda yine ben ağladım ve o beni teselli etti. İşte bir iman abidesi Asım Hoca…

Asım Hoca ağlıyor. Ama ağlarken bile dimdik ve vakur ve aynı zamanda bir o kadar da cesur ve dayanıklı. Zira Asım Hoca bilirki biz hepimiz Allahà aidiz ve O`na döndürüleceğiz. Işte ayet-i Kerime:“ Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Şabredenleri müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde , „Doğrusu biz Allahà aidiz ve kuşkusuz O`na döneceğiz derler.“ Bakarasuresi 155-156

Asım Hoca…

Böylesine büyük bir acı karşısında nebevi bir ahlâk ortaya koymuş ve sabredenlerden olma müjdesine nail olmaya inşallah hak kazanmıştır. Onun için dir ki Allah yolunda kahpece Şehit edilmiş olan canparesini kendi elleriyle toprağa tevdi ederken vakar ve cesaretini hiç kaybetmeden oğlunu bu vatan toprakları için onu ona bağışlayana armağan  etmiştir. Değilmi ki benim sevgili büyüğüm Asım Hocamız insanlara şu ayeti öğretmişti. „ Deki :“ Benim namazım ve bütün ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allahà armağan olsun.“

Asım Hoca, çok değerli ve çalışkan bir yürek adamı, bir dava adamı, evlâdını hüsnü kabul ile Allahà armağân etmiş bir yiğit adam.

 

Rabbim şehidimize gani gani rahmet eylesin, mekânı âli olsun. Başta değerli hocam olmak üzere yakın arkadaşım şehidimizin abisi Haydar kardeşime ve bütün yakınlarına ve sevenlerine Yüce Rabbimden sabr-i cemil niyaze diyorum. Şehitler ölmez, şahit olurlar…

Baki Selam ve dua ile…

 

Ömer Erdem

Troisdorf/Almanya

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum