Ali Çetinkaya

Ali Çetinkaya

alicetinkaya@geyvegundem.com

19 Mayıs'tan 9 Eylül'e

19 Mayıs 2020 - 14:27

19 Mayıs İstiklal için atılan ilk adımdır

19 Mayıs İstiklal için atılan ilk adımdır. I.Dünya Savaşı’ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918’de İtilaf Devletleri’yle yaptığı Mondros Ateşkes Antlaşması sonucunda, antlaşma gereği Osmanlı Ordusu feshedilince, Suriye bölgesinde bulunan Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal’i de İstanbul’a çağırdılar. 10 Kasım 1918’de Adana’dan yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım 1918’de Haydarpaşa Garı’na ulaştı. ,
Haydarpaşa’dan Avrupa Yakasına geçerken, boğaza demirli düşman gemilerini gördüğünde “Geldikleri gibi giderler” sözünü söyledi. Bu tarihten 16 Mayıs 1919’a kadar vatanı bu perişan halden kurtarmak için çalışmalar yapan, vatanseverlerle görüşmeler yapıp planlar hazırlayan Mustafa Kemal Paşa, kendisine bir görev ayarlayarak 16 Mayıs 1919 günü yanında bir grup çalışma arkadaşıyla, Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket etti.
Gemide 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Refet Paşa(Bele), Kazım (Dirlik) Paşa, Albay Tali (Öngören), Yarbay Mehmet Arif (Ayıcı), Binbaşı Hüsrev (Gerede), Binbaşı Kemal (Doğan), Binbaşı Refik (Saydam), Mustafa Kemal Paşanın yaveri Cevat Abbas2ın yanı sıra gemi mürettebatı ve görevli askerlerle birlikte 76 kişi bulunmaktaydı. Memleketin her yerinde olduğu gibi, Karadeniz Bölgesi’nde de kargaşa hakimdi. Bölgedeki Rum Çeteleri Türklere karşı saldırılar yapıyor, köyleri basıyor,
Türkleri öldürüyor ya da bölgeden kaçmaya zorluyorlardı. Mustafa Kemal Paşa’ya verilen görevler arasında 9. Orduya bağlı 15. Kolorduyu dağıtıp, silahları toplatıp, İtilaf Devletlerine teslim etmek ve bölgedeki Türkleri öldürüp oradan kaçmalarını sağlamak için ellerinden geleni bırakmayan Rum Çeteleriyle mücadele eden Türklerden tespit edilenleri yakalayıp yargılamak ya da haklarında verilmiş mahkeme kararlarını (çoğu infaz) uygulamak. Bu ve buna benzer görevlerle Samsun’a gönderilen Mustafa Kemal ve arkadaşlarının bulunduğu Bandırma Vapuru, daha İstanbul Boğazında durdurulup işgal kuvvetlerinin askerleri tarafından silah ve cephe var mı diye arandı.
Mustafa Kemal Kaptana sordu, “Bu herifler niçin gelmişler?” diye. Kaptan, “Efendim, silah ve cephe arıyorlarmış” deyince Mustafa Kemal Paşa güldü: “Sersem herifler, silah ve cephe değil, kafa götürüyoruz!” Üç gün süren yolculuktan sonra 19 Mayıs 1919 sabahı gemi samsun limanına yanaştı. “Bir gemi yanaştı Samsun’a sabaha karşı, Selam durdu kayığı, çaparı, takası, Selam durdu tayfası.” O tarihte Samsun sokaklarında İngiliz askeri ve Rum Çeteleri cirit atıyorlardı. Bu zorluklar arasında Mustafa Kemal Paşa ilk çalışmalarına başladı. Samsun’daki çalışmalarından sonra 25 Mayıs’ta Havza’ya gitti.
Orada Mesudiye Oteline yaklaştı. Mustafa Kemal Paşa’nın elindeki yakalama emri bulunanların arasında bir Giresunlu da vardı. Adı, Topal Osman. Mustafa Kemal Paşa bölgede yaptığı araştırma ve incelemelerde, Topal Osman’ın suçlu olduğuna dair hiçbir iz bulamadı. Tam tersine vatansever bir insan olduğunu vurguluyordu. Topal Osman’ı görüşmek üzere Havza’ya çağırdı. Durumu tam olarak anlamak istiyordu. Topal Osman’ın suçlandığı olay aslında şöyle gelişmişti. 8 Mayıs günü Giresun iskelesi nde demirleyen Yunan Kızılhaç Gemisi Loannina’yı Giresunlu Rumlar sevinçle karşıladılar.
Giresun’da büyük taşkınlıklar ve saldırılan yaptılar. O gün Rumların içinden Karaoğlan Panayot adlı birisi Giresun’daki Rum Okulundan Türk bayrağını indirip, Yunan bayrağını çekmesi sonucunda Giresun İnzibat Subayı Sırrı Bey, bayrağı Rumlara indirtemeyince halk Topal Osman’a haber verdi. Oraya gelen Topal Osman bayrağı indirip Türk bayrağını çekmiş ve Rum kökenli Panayot’u da öldürmüştür. Bunun yanı sıra kendi kurduğu çetesi ile Rum Çetelerine karşı mücadeleye girişmiş, birçoğunu da imha etmiştir. Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa’nın çağrısı üzerine Havza’ya gelmiş,
Mustafa Kemal Paşa ile görüşüp tekrar Giresun’a dönmüştür. O tarihten sonra Giresunlulardan oluşturduğu 42. Ve 47. Alayları meydana getirdi. Bu alaylar gönüllülerden oluşturuldu. 9 Eylül 1922’de Yunan’ı İzmir’de denize dökene kadar Mustafa Kemal Paşa’nın saflarında savaştı. Ölümüne kadar da Mustafa Kemal Paşa’nın yanından ayrılmadı. Nihayet ölümü de bu uğurda oldu.
19 Mayıs’ta İstiklal kıvılcımını ateşleyen Mustafa Kemal Paşa, Topal Osman ve Onun gibi büyük kahramanlarla omuz omuza savaşarak kurduğu Türkiye Cumhuriyetini geleceğin yetişkinleri olarak Türk gençlerine emanet etmiştir.
Büyük Türk Milleti gelecekte de düşebileceği tehlikeler karşısında bağrından Topal Osman’lar çıkarabilecek kabiliyettedir.
Ne Mutlu Türküm Diyene.
Ali ÇETİNKAYA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum