van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Küresel Esaret ve Sonsuz Sefalet

Medeniyet, kültür, bilgi ve sanattan yoksun toplumlar; düşünemez, konuşamaz, gülemez ve üzülemez bir hale gelir

Küresel Esaret ve Sonsuz Sefalet
13 Nisan 2017 - 12:18
Medeniyet, kültür, bilgi ve sanattan yoksun toplumlar; düşünemez, konuşamaz, gülemez ve üzülemez bir hale gelir.  Duygu yoksunu mekanik birer varlığa dönüşür. Yaratılışta var olan insani özelliklerini kaybeder.  Yaratılış gayesini unutur ve kendine sunulan yapay mutlulukların peşinde koşarak esaret prangalarına kapılır. Kendini; sonsuz bir sefaletin içinde, belki de yaratılmışların en sefili olma hezeyanında bulur.

Kültür ve sanattan yoksun şehirler bu esaretin emarelerinden biridir. Küresel sömürgeciler; insanları tek tip köleler haline getirmek için,  yaşadıkları fiziksel çevreleri ve içinde yaşadıkları yapılardan işe başlarlar.  Tek tip konutlar, standart tipleşmiş kamu binaları,  birbirini taklit eden yapılar…  Zihinsel esaretin en önemli işaretlerinden biri.
Kültür ve sanat; bilgi ve emeğe verilen değerin bir göstergesidir.

Düşünmeyen, hissetmeyen, yaşamayan bir toplum; dışarıdan hazır sunulan tip projeler ve hayat tarzlarını hemen benimser. Emeksiz, zihni enerji harcamaksızın  hazır gelen fikirleri ve bedelsiz projeleri…   İşte bu proje ve fikirleri hemen kabullenen ve baş tacı edenler,  köleleştirilmeye müsait topluluklar haline gelir.

“Basit ve geri kalmış” diye nitelendirilen köylerimiz ve köylülerimiz konunun en vurucu örneklerindendir.  Küresel esareti kabul etmiş beyinler; saf, temiz ve sadece kendi gibi olan köyümüz ve köylümüzü “basit, geri kalmış, ilkel” gibi sıfatlarla nitelendirerek, kurguladıkları dünyanın dışına itmeye çalışmışlardır.

Hâlbuki bu güzel köylerimiz, ufku geniş, sanat ve duyguda yüksek olan bu insanlarımız; çok medeni ve çağdaş diye tanımlanan köle beyinler tarafından anlaşılamaz…

Bu yüce Anadolu köylümüz, ihtiyaçları kadar büyüklükte evler yaparlar. İsraf etmezler, yerel malzeme kullanırlar. Kerpiç duvar, kireç boya, ahşap doğrama, taş temel. Yani geri dönüşümü yüksek malzeme. Uzaklardan malzeme getirmezler. Dolayısıyla, nakliye sebebiyle karbon salınımına sebep olmazlar. Yeşil bina, çevreci bina diye hedeflenen seviyede evler inşa etmektedirler. ÇEVRECİ VE DOĞAYA SAYGILI YAPILAŞMANIN GÖSTERGESİ...

Ve yine bu Anadolu köylümüz; her konutta farklı mimari ve farklı çözümler üretirler. Her ailenin hayat tarzına uygun zengin mimari… Kültürel zenginliğin, sanatsal yoğunluğun göstergesi…

Köleleştirilmiş beyinler ve esareti kabullenmiş insanlar,  köylerimize yönelmeye başlamıştır. Bu yöneliş kültürel felaketin bir başlangıcı olarak önümüze çıkmaktadır. Prefabrik bina ve beton yığınları köylerimizi işgal etmeye başladığına şahit oluyoruz…  Üzücü bir başlangıç...

Yıllardır şahit olduğumuz tek tip kamu binaları da anmadan geçemeyeceğim.  Övünerek andığımız tarihimizde, birbirinin tekrarı olan hiçbir kamu binası yoktur. Her biri kendine özgü çözümler üretmiştir.  Bölgesinin özelliklerini yansıtmaktadır.   Mimari zenginlik olarak, birbirinden farklı ve orantısal boyutta, sanatsal zenginliğe sahip kamu ve özel binalar;  kültürel zenginliğin, fikri gelişmenin, emeğe saygının bir göstergesi olacaktır.

Tek tipleştirilmiş kamu binalarının olmadığı, kendine özgü kimlikli şehirlerin, kasabaların, mahallelerin, camilerin ve konutların inşa edildiği, sanatta yüksek, duyguda zirve, ufukta sonsuz, hakikatte özgür nesiller dileğiyle…

Mimar Mehmet COŞKUN

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum