van escort,
diyarbakır escort,
hatay escort,
iskenderun escort

Avukat Olmak Da Zor İş Be!

Gece saat 01:00 sıraları Çırağan Caddesi

01 Şubat 2016 - 21:00

Gece saat 01:00 sıraları Çırağan Caddesi. 34 RUZ 27 Plakalı lüks bir araç, direksiyonda Alkollü bir sürücü.. Hatalı sollama, polis otosuna çarpıyor. İki polis, biri ağır yaralı biri şehit. Sürücü, ünlü yönetmen Sinan Çetin’in oğlu Rüzgar Çetin. İlk değil bu, dosya kabarık. 20’den fazla vukuat. Polis alkol testi yapmak istiyor, Rüzgar Çetin reddediyor. Olaydan bir buçuk saat sonra kan tahlili yapılıyor. 0,92 promil alkollü çıkıyor.


Önce Emniyet Müdürlüğüne götürülüyor. Sonra Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayına. Savcılık soruşturma sonunda tutuklanma talebiyle İstabul Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk ediliyor. Hakimlik, Rüzgar Çetin’in “Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklanmasına karar veriyor.


Rüzgar Çetin’in avukatı savunmasında, ölen polis memurunun emniyet kemeri takmamış olduğunu, takılı olsaydı kazanın ölümle sonuçlanmayacağını iler, sürmüş. Polisleri suçlamış adeta. Ee ne yapacaksın Rüzgar Çetin’i savunmak zorunda, geçimi o yoldan. Onun da işi zor.


Avukatları zan altında bırakmış olmayayım. Sizler olmasanız hepimizin işi zor. Sizlere de hep ihtiyacımız oldu, hep olacak. Biliyorum çoğunuz mesleğinizi onurlu bir şekilde sürdürüyorsunuz. Benimde avukat dostlarım var onları seviyorum. Fakat takdir edersiniz ki her meslekte olduğu gibi avukatların içinde de çürük elmalar var tabi. Yine de bizler bütün avukatlardan etik davranışlar bekliyoruz.


Etik dedim de, size okul kitaplarına konu olabilecek bir avukat öyküsü anlatmadan geçemeyeceğim. 80’lerin ortasında Hukuk Fakültesini bitirmiş bir arkadaşım, İstanbul Tuzla’da bir avukatlık bürosunda stajını tamamladıktan sonra kendisi de bir avukatlık bürosu açıp mesleğe başlıyor. Çeşitli davalar geliyor, davalar görülüyor, başarılı da gidiyor. İcra davalarını almaktan kaçınıyor. Fakat icra davalarını almayınca da kazanç düşüyor. Geçim derdi de var. Tekrar icra davalarını almaya başlıyor.


Evlere icra götürmemeye gayret ediyor. Eğer götürecekse de önceden telefonla haber veriyor. Ev halkının tedbir almasına, alınabilecek eşyaları gizlemelerine şans veriyor. Tabi ki müvekkilini de korumak zorunda. Eve götürdüğü icra, çevreden utanıp, sıkılıp borcun ödenmesi maksatlı.


Yaklaşık bundan 17 yıl kadar önce yine bir icra davası, eve icra götürülecek. Evi arıyor. “Şu saatte evinize icra getireceğim, haber vermeden gelmek istemedim” diyor. Tabi ki ev halkı eşyaları komşu, akraba evlerine götürmüş. Evin zilini çalıyor avukat bey. Evin hanımı kapıyı açıyor. İki icra memuru avukatla beraber eve giriyorlar. Evde sadece bir televizyon bırakılmış. Evin iki küçük çocuğu televizyon karşısında bir çizgi film kanalını açmışlar, çizgi film izliyorlar. Avukat talimat veriyor. “Televizyonu söküp paketleyin” diyor. İcra memurları televizyonu söküp, paketliyor ve evin kapasından merdivenlere doğru yönelince çocuklar ağlamaya başlıyor.


Avukat bey çocukların bu ağlamasına dayanamayıp icra memurlarına sesleniyor. “Televizyonu getirip yerine kurun.” Kuruyorlar televizyonu. Avukat bey, çocukların izlediği kanalı tekrar açıp, “izleyin çocuklar” diyor. Ve çocuklar ağlamayı kesip tekrar televizyonda çizgi film izlemeye başlıyor.


Avukat, “Bu dava son dava oldu, bu olaydan sonra avukatlık mesleğini bırakıyorum” diyor. Bırakıyor bırakmasına da bundan sonra ne iş yapılacak. Geçim derdi çözülecek bir türlü. Birkaç ay düşünüp, araştırma yapıp, İstanbul-Tuzla sahilinde bir balık restoranı açma fikri ağırlık kazanıyor. Fakat alkollü içecek olmayan bir mekan düşünüyor. Düşünüyor da hem Tuzla, hem sahil, hem balık restoran ama alkol yok. Acaba çalışır mı? O günlerde, orada başka bir örneği de yok. Karar veriyor açmaya ve açıyor. İşler umduğundan iyi gidiyor. Mutfakta iyi aşçılar, eğitimli garsonlar, harika lezzetler sunmaya devam ediyorlar. Tuzla sahilde polis karakoluna yakın. Atatürk büstüne yakın bir yerde. Denizin dalgalarının sahili dövdüşünü izleyebileceğiniz güzel bir mekan. Bu mekan Karaça Balık Restoran ve sahibi de kadim dostum Sadettin Küçük.


Güzel insan, Saadettin Küçük. Hep öyle kal. Senin gibi güzel insanlara hele bu devirde daha çok ihtiyacımız var.


Rüzgar Çetin’in avukatının kulakları çınlasın.


Ali ÇETİNKAYA

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum